Vali Yunus Sezer, çalışmaların başladığı Kapıkule Hudut Kapısı yolundaki hamamı ve etrafını gezerek Vakıflar Bölge Müdürü Ahmet Saraç’tan bilgi aldı.

Vali Sezer, Edirne’nin sahip olduğu tarihi pahalarla dünyada örneğine nadir rastlanan kentlerden biri olduğunu söyledi.

“Avrupa’dan gelişte birinci göze çarpan eserlerimizden”

Kentte Selimiye Mescidi, Edirne Sarayı, Şükrü Paşa Anıtı ve tarihi konaklardaki çalışmalarının sürdüğünü anımsatan Sezer, şunları kaydetti:

Gazi Mihal Hamamı bizim Avrupa’dan gelişte birinci göze çarpan yapıtlarımızdan. Yıkık bir haldeydi ve buranın onarım çalışmalarına başladık. Emelimiz Edirne’de restore edilmeyen hiçbir tarihi yapının kalmaması. Bu noktada Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ve Valilik kaynaklarıyla çalışmalarımızı yürütüyoruz.

“Gazi Mihal, 15. yüzyıldan beri ayakta duran bir hamamımız”

Sezer, yapının, yine hamam olarak kullanılmasının sıkıntı olduğunu, müze yahut farklı bir maksatla hizmet verebileceğini lisana getirdi.

Hamamın duvarlarının bir kısmında yoldan ötürü çatlaklar oluştuğunu söz eden Sezer,

Çünkü ağır tonajlı araçlar geçiyor. Orada yolla hamamın dış duvarı ortasında bir istinat duvarı yapılması gerekiyor. Asıl iş o aslında. Ondan sonra da iç onarımına başlayacağız. Arkadaşlarımızın aktardığı kadarıyla örneği bulunmayan bir hamam. İç işlemeleriyle yapısıyla Gazi Mihal, 15. yüzyıldan beri ayakta duran bir hamamımız. İnşallah güzel olur.

diye konuştu.

1422’de inşa edildi

Tunca Irmağı kıyısında yer alan hamam 1422 yılında inşa edildi.

Kesme taş ve tuğla materyalden yapılan hamamın duvarları özgün halini koruyor.

Gazi Mihal Beyefendi Mescidi ve İmaret Köprüsü ile külliye halinde bulunan hamam, Rusların 1829’daki Edirne’yi işgalinin akabinde büsbütün kapatıldı.

Gazi Mihal Beyefendi kimdir

Gazi Mihal Paşa, Osmanlı’nın kuruluş periyodunda değerli katkıları olan akıncı ailesi Mihaloğullarından Aziz Bey’in oğludur.

Akıncı ailesi Mihaloğullarının karargahınında bulunduğu Plevne ve İhtiman I.Murad vaktinde Gazi Mihal Paşa tarafından fethedilmiştir. Fetihten sonra Plevne ve İhtiman Sultan tarafından Mihaloğullarına arpalık ve ocaklık olarak verilmiştir.

Rumeli’de kıymetli askeri faaliyetlerde bulunan Gazi Mihal Paşa 1435’te Edirne’de ölmüştür.

Gazi Mihal Paşa’nın soyu Kırklareli ve etrafında oğlu Hızır Bey’den, Plevne’de ise torunu Gazi Ali Bey’den devam etmiştir.